Arabuluculuk, işçi alacaklarına ilişkin davalarda dava şartı olarak kabul edilmiştir. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 3. maddesine göre, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi-işveren alacağı, tazminat ve işe iade davalarında arabuluculuğa başvurulması zorunludur. Kanunun 38. maddesi uyarınca, bu dava şartı 01.01.2018 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu düzenleme, işçi ve işveren uyuşmazlıklarında tarafların dava açmadan önce zorunlu arabuluculuğa başvurmalarını, böylece hızlı ve daha az maliyetli çözümler bulunmasını hedeflemiştir.
Olayın Özeti ve Arabuluculuk Süreci
Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) 8. Hukuk Dairesi’nin 2019/48 Esas ve 2019/53 Karar sayılı, 11.12.2019 tarihli kararında, işçi alacaklarına ilişkin bir dava ele alınmıştır. Bu olayda, davacı vekili, kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai, asgari geçim indirimi (AGİ), ulusal bayram ve genel tatil alacakları, yıllık izin alacağı ve hafta tatili alacağı gibi çeşitli işçilik alacaklarını talep etmiştir. Davalı işveren ise, arabuluculuk sürecine katılmış ve taraflar anlaşmazlık yaşamıştır. Arabuluculuk görüşmeleri neticesinde tarafların anlaşamaması üzerine 11.01.2019 tarihinde “Arabuluculuk Son Tutanağı” düzenlenmiştir.
Bu kararın en önemli unsuru, arabuluculuk görüşmeleri sırasında davacının alacaklarını açıkça belirtmiş olması ve bu alacakların davalı işverene bildirilmiş sayılmasıdır. Davacı tarafın, arabuluculuk sürecinde hangi alacakları talep ettiğini açıkça belirtmesi, ihtar yerine geçecek bir bildirim niteliği taşımaktadır. Mahkeme, bu durumu değerlendirerek davalının temerrüde düştüğü tarihin, arabuluculuk tutanağının düzenlendiği 11.01.2019 olduğunu kabul etmiştir.
Temerrüt Tarihinin Belirlenmesi
Temerrüt, borçlunun borcunu yerine getirmediği ya da zamanında ifa etmediği durumlarda ortaya çıkan bir hukuki durumdur. İşçi-işveren ilişkilerinde temerrüt, işçinin alacaklarını talep ettiği tarihten itibaren başlar. Normal şartlarda, ihtar ile birlikte borçlu temerrüde düşer ve faiz işletilmeye başlar. Ancak, bu kararda, arabuluculuk sürecinde yapılan görüşmeler ve davacının taleplerini açıkça beyan etmesi, ihtar yerine geçecek bir bildirim olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle mahkeme, faiz başlangıç tarihini arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği tarih olarak belirlemiştir.
Kararın Hukuki Önemi
Diyarbakır BAM 8. Hukuk Dairesi’nin verdiği bu karar, arabuluculuk süreçlerinin işçi-işveren davalarındaki önemini vurgulamaktadır. Özellikle arabuluculuk sürecinde işçinin taleplerini açıkça belirtmesinin, davalının temerrüde düşmesi açısından ihtar yerine geçebileceği ve bu tarih itibarıyla faiz işletilebileceği karara bağlanmıştır. Bu durum, arabuluculuk sürecinin yalnızca dava öncesi bir zorunluluk olmaktan öte, işçi alacaklarının tahsili açısından da kritik bir aşama olduğunu ortaya koymaktadır.
Sonuç
Diyarbakır BAM 8. Hukuk Dairesi’nin bu kararı, arabuluculuk sürecinde yapılan beyanların temerrüt açısından önemini ortaya koymaktadır. Davacı tarafça arabuluculuk görüşmelerinde yapılan talepler, ihtar yerine geçmekte ve arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği tarih temerrüt tarihi olarak kabul edilmektedir. Bu karar, işçi alacaklarına ilişkin davalarda temerrüt tarihinin belirlenmesinde arabuluculuk sürecine katılımın önemini vurgulayan emsal bir nitelik taşımaktadır.
KARARIN TAM METNİ:
Diyarbakır BAM 8. Hukuk Dairesi’nin 2019/48 Esas, Karar 2019/53 sayılı ve 11.12.2019 tarihli karar özeti;
“İşçi alacaklarına yönelik arabuluculuk dava şartı 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 38. maddesinin “a” bendine göre 01.01.2018 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kanun’un 3. maddesinin 1. fıkrasına göre “Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi ve işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
Eldeki davada 11.01.2019 tarihli Arabuluculuk son tutanağının incelenmesinde davacı vekili ile davalı işveren yetkilisinin toplantıya katıldıkları, toplantıda davacı vekili tarafından kıdem-ihbar tazminatı, fazla mesai, AGİ, ücret alacağı, ulusal bayram ve genel tatil alacağı, yıllık izin alacağı ve hafta tatili alacağı olduğunun beyan edildiği, ancak tarafların ayrı ayrı söz alarak anlaşamadıklarını beyan etmeleri üzerine anlaşamama tutanağı tutulduğu görülmektedir.
Bu durumda arabuluculuk görüşmeler ile birlikte davalı işçilik alacaklarından haberdar olmuş, davacı tarafça açıkça hangi alacakların istenildiği belirtilmiştir. İhtarın bir şekil şartına tabi olmadığı ve arabuluculuk görüşmelerinde davacı tarafça alacakların tahsilini açıkça talep edildiği dikkate alındığında artık arabuluculuk görüşmelerinde davacının talebinin ihtar mahiyetinde olduğunun kabulü gerekmektedir.
Sonuç itibariyle davacı vekilinin fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına yönelik faiz talebinde arabuluculuk görüşmelerinin yapıldığı ve davalı tarafından hangi alacakların talep edildiğinin öğrenildiği “Arabuluculuk Son Tutanağı” nın düzenlendiği tarihte temerrüde düştüğü kabul edilerek faizin başlangıç tarihinin “Arabuluculuk Son Tutanağı” nın düzenlendiği tarih olan 11.01.2019 tarihi olduğu kabul edilmelidir. “