Arabuluculuk sistemi, 7 yıldır hukuk sisteminde yasal olarak uygulanıyor. Arabulucular tarafları bir araya getirip sorunları çözmeleri için yardımcı oluyor. Yapılan işin karşılığında sabit bir ücret alırlar
Arabuluculuk, hukuk sistemimize gireli 7 sene oldu. Yarın, 24 Kasım 2019 günü 16 ilde gerçekleştirilecek sınava 28.903 aday girecek. İlk 5 bin kişi sınavı kazanıp, arabuluculuk siciline kayıt hakkını kazanacak. 5 bininci sırada aynı puanı alan birden fazla kişi varsa, hepsi kazanmış sayılacak.
Kültürümüzde arabuluculuk sistemi çok eski. Mahallenin, köylerin önde gelenlerinin yaptıkları da arabuluculuktan başka bir şey değil. İki taraf arasında sorun çıktığında mahallenin Mustafa Amca’sı tarafları bir araya getirir, anlaşmalarına aracı olurdu. Anlaşmalarına, barışmalarına arabuluculuk ederdi. Modern anlamda arabuluculuğun tarihi 1960’larda ABD’de başladı.
Görevleri nedir?
Arabulucu yargılama yapmaz, kimin haklı kimin haksız olduğuna karar vermez. Bir davanın sonucunda taraflardan birisi davayı kazanır, diğeri kaybeder. Ama arabuluculukta her iki taraf da kazanandır, kaybeden yoktur.
Arabulucu sadece tarafların anlaşmaya varmaları için onların bir araya gelmelerini ve görüşmelerini sağlar. Müzakereleri yönetir, aralarındaki uyuşmazlığı çözmeleri için gerekli zemini hazırlar.
Çünkü arabuluculuğun asıl amacı, mahkemelere gidecek uyuşmazlıkların sayısını azaltmak değil, iletişimsizliği gidermektir. Arabulucu bu yönüyle uzlaşmacı diyalog kültürünün gelişmesine ve yerleşmesine yardımcı olur.
Hukuki uyuşmazlıklarda arabulucuya başvurup başvurmama serbesttir. Kısaca, zorunlu arabuluculuk istisna, gönüllü arabuluculuk kuraldır.
Arabuluculuğun zorunlu olduğu hallerde bile, gönüllülük esası geçerlidir, taraflar arabuluculuk sürecine devam etmek zorunda değildir.
Arabuluculuk gizlidir
Arabuluculuk süreci gizlidir. Tarafların onaylamadığı kimse, arabuluculuk sürecine katılamaz.Arabuluculuk sürecinde her şeyi söyleyebilirsiniz. İstediğiniz bütün delil ve belgeleri sunabilirsiniz.
Acaba arabulucunun karşısındaki söylemlerim, sunduğum deliller ileride bir davada aleyhime delil olarak kullanılabilir mi? Endişeniz olmasın. Arabuluculuk sürecinde bilgiler, yapılan öneriler, kullanılan delil ve belgeler gizli tutulur, sadece arabulucu ve taraflar arasında kalır. Dava açılırsa hiçbir şekilde kullanılamaz.
Arabuluculukta gizlilik ilkesi, şahsi ve kişisel bilgilerin korunması gereken özellikle aile hukuku davalarında çok yararlıdır. Tarafların, üçüncü kişilere karşı birbirini küçük düşürücü, toplum nezdinde itibar zedeleyici açıklamaları gizli kalacağından, mahkemedeki gibi aleni olmayacağından, kişiliği koruyan bir yanı da bulunur.
Kimler başvurabilir?
Arabuluculuk da, hâkimlik, savcılık, avukatlık, noterlik gibi klasik hukukçu mesleğidir. Hukuk fakültesi mezunu olup 5 yıllık meslek tecrübesine sahip kişiler arabulucu olabilir. Ben bunu 5 yıllık hukukçu mesleğinde kıdem diye anlıyorum. Ama Arabuluculuk Dairesi, “hangi meslek olursa olsun, 5 yıllık kıdem” olarak anlıyor. Bu sebeple hukuk fakültesini yeni bitirmiş bir inşaat mühendisi bile arabuluculuk sınavına girebiliyor.
Sınava girebilmek için ise, 48 saatlik bir arabuluculuk eğitimini tamamlamış olmak gerekiyor.
Sınavı başaranlar, arabuluculuk siciline kaydolup, arabuluculuğa başlayabilirler. Şu anda Türkiye’de 6.113 tane sicile kayıtlı, 7.334 tane de sicile kayıtlı olmayan arabulucu var.
Bazı arabulucular bir araya gelerek arabuluculuk merkezleri oluşturmuş. Seminer ve kongreler düzenleyerek, arabuluculuk merkezlerinin çalışmasına ilişkin mevzuat çabası içindeler.
Arabuluculuğun gelişmesi ve saygınlığı için kişi, noterler ve avukatlarda olduğu gibi, sadece arabuluculuk yapabilmeli, başka meslek icra edememeli. Noterlikte olduğu gibi, iş yüküne göre arabuluculuk merkezleri kurulmalı.
Arabuluculuk merkezlerinde bir baş arabulucu ve yeteri kadar arabulucular olmalı, arabuluculuk kurumsallaşmalı.
Arabulucu, emeği karşılığı, asgari ücret tarifesine göre bir ücrete hak kazanır. Kural, taraflar arabulucu ücretini eşit olarak karşılarlar. “Avukat Bey, davayı kazanırsan ücret alırsın” şeklindeki teklif arabulucuya da yapılamaz. Avukat da, arabulucu da başarıya göre ücret hak etmez, emeklerinin karşılığı ücrete hak kazanırlar.
Bütün mesleklerde olduğu gibi maalesef arabuluculukta da ücret konusunda istismarlar başlamış. Örneğin toplu işten çıkarmalarda işveren arabulucuya “Bütün uyuşmazlıklarda seni arabulucu olarak seçeyim, ama hak ettiğin ücretin yarısını veririm”, deyim neredeyse, “Sürümden kazanırsın” diyormuş.
Boşanma ve nafaka davalarında da arabuluculuk
Alacak/verecek davalarında, ticari davalarda davanın sonucunda taraflar arasında büyük husumetler doğmaz. Bu davalarının arabulucuyla çözülmesinin en büyük faydası, mahkemelerdeki yargılamanın yıllarca sürmesinin getireceği mali yükten kurtulmak ve bir an evvel alacağın tahsil edilmesidir.
Ama aile hukuku davalarının çok önemli sosyolojik sonuçları olduğu gibi, taraflar açısından da psikolojik sonuçları ağır olabilir. Taraflar anlaşmalı boşanmıyorlarsa, husumet doğar.
Aile hukukuyla ilgili gerek boşanma, gerekse nafaka, velayet gibi davalarda da arabuluculuğun dava şartı olmasının büyük faydası olacaktır. Bir boşanma davasını ele alalım. Taraflar başlangıçta anlaşmalı boşanmayı denemişler, başaramamışlar veya anlaşma yoluna hiç başvurmamışlardır. Boşanma davası açmadan önce arabulucuya başvurma zorunlu hale gelirse, arabuluculuk sürecinin sonunda varılacak anlaşma, bence anlaşmalı boşanmayla eşdeğer olacaktır.
Zaman kazandırır
Tarafların başaramadıkları anlaşmalı boşanma sonucunu, arabulucunun katılımıyla elde etme olanakları vardır.
Bu neye yarayacaktır; yıllarca sürecek ve ağır husumetlerin, düşmanlıkların doğmasına neden olacak bir boşanma davası, arabuluculukta varılacak anlaşmayla hem sosyolojik maliyeti olmadan hem de taraflara psikolojik yük getirmeden sulh yoluyla çözülmüş olacaktır. Taraflar boşanmada anlaşmışlar, nafakada mı anlaşamıyorlar? O zaman boşanmayı kesinleştirip, nafaka için yargı yoluna gidebilirler. Böylece dava bir yoksulluk nafakası davası olacağından, yargılama süreci boyunca ödenecek nafaka da tedbir nafakası değil, doğrudan yoksulluk nafakası olacaktır. Bu da yıllarca süren boşanma davalarında ödenen tedbir nafakasına son verecektir.
Yargılama değil
Arabuluculuk delil ve belgeye dayalı bir yargılama değildir. Taraflar bütün iddialarını ve şüphelerini, ispatlayamadıkları olayları bile dile getirebilirler.
“Eşim kayıt dışı çalışıyor, geliri var, ama ispatlayamıyorum, nafakada indirim yapılsın!”
“Boşandığım eşimin evlilik dışı sürekli yaşadığı birisi var, ama ispatlayamıyorum, nafakası kaldırılsın!”
Bunları arabulucunun önünde müzakere edebilirsiniz. Ayrıca arabuluculukta anlaşma demek, aileler arasında çıkacak olası bir husumetin de önceden bertaraf edilmesi demektir.
İkinci Yargı Reformu paketinden beklentiler yüksek. Hem süresiz nafakayla ilgili adil ve hakkaniyetli, herkes için kabul edilebilir bir düzenleme beklentisi hem de aile hukukunda zorunlu arabuluculuk beklentisi, paket geciktikçe endişeye dönüşüyor.
100 uyuşmazlıktan 96’sı anlaşmayla sonuçlandı
Diyalogdan kaçan, hemen öfkelenen bir millet olarak ünlenmişiz. Buna rağmen arabuluculuk istatistikleri gösteriyor ki kendimiz doğrudan inisiyatif alıp diyaloğa girmek istemiyoruz ama birisi aracı olursa sorunlarımızı seve seve diyalogla çözmeye hazırız. Aşağıdaki istatistikler de bunu kanıtlıyor.
Türkiye genelinde, 2013 yılından itibaren ihtiyari olarak arabulucuya götürülen her 100 uyuşmazlıktan 96’sı anlaşmayla, sadece 4’ü anlaşmazlıkla sonuçlanmış. Olağanüstü bir başarı! Zorunlu arabuluculuğa gelince;
Türkiye genelinde, Ocak-Ekim 2019 arasında arabulucuya giden her 100 iş uyuşmazlığından 65’i anlaşmayla, 35’i anlaşmazlıkla sonuçlanmış. İşçi ve işveren arasında arabuluculukla kurulan diyaloğun faydası görülüyor.
Zaman kazandırır
Türkiye genelinde, Ocak-Ekim 2019 arasında arabulucuya giden her 100 ticari uyuşmazlıktan 57’si anlaşmayla, 43’ü ise anlaşmazlıkla sonuçlanmış. Bence bunun sebebi, ticari davaların çoğu zaten davalının borcunu inkâr ettiğinden değil, ödeme gücü olmadığından açılıyor. Ödeme gücü olmayan bir tacirin de arabulucuya gitmesinin zaten bir faydası yok.
Arabuluculuğun Avantajları Nelerdir?
Arabuluculuğun pek çok avantajı vardır ve bu avantajlar, son yıllarda hukuki uyuşmazlıkların çözümünde bu yöntemin tercih edilmesini sağlamıştır. İşte arabuluculuğun öne çıkan avantajları:
- Zaman Tasarrufu: Arabuluculuk süreci, mahkemelere kıyasla çok daha kısa bir sürede sonuçlanır. Taraflar, davalarla yıllarca uğraşmak zorunda kalmazlar.
- Maliyet Etkinliği: Mahkeme masrafları, avukat ücretleri ve dava süreçleri göz önüne alındığında arabuluculuk çok daha ekonomik bir çözüm sunar.
- Tarafların Kontrolü: Mahkemelerde hâkim karar verirken, arabuluculukta taraflar çözüm üzerinde tam bir kontrole sahiptirler. Bu da daha esnek ve her iki tarafı da tatmin eden çözümlerin üretilmesini sağlar.
Bu avantajlar sayesinde arabuluculuk, özellikle iş dünyasında, aile hukukunda ve ticari uyuşmazlıklarda sıkça başvurulan bir yöntem haline gelmiştir.
Hangi Alanlarda Arabuluculuk Kullanılır?
Arabuluculuk, geniş bir uygulama alanına sahiptir. Başlıca kullanım alanları şu şekildedir:
- Ticari Uyuşmazlıklar: İş dünyasında yaşanan anlaşmazlıklar, arabuluculukla daha hızlı ve dostane bir şekilde çözülebilir. Bu yöntem, özellikle sözleşme ihlalleri, ödeme sorunları ve ortaklık anlaşmazlıklarında yaygın olarak kullanılır.
- Aile Hukuku: Boşanma, velayet ve mal paylaşımı gibi ailevi konularda tarafların anlaşmaya varması, arabuluculukla daha hızlı ve çatışmasız bir şekilde sağlanabilir. Aile hukuku alanında arabuluculuk, hem zamandan tasarruf sağlar hem de aile bireylerinin ilişkilerini daha az yıpratır.
- İş Hukuku: İşçi-işveren anlaşmazlıklarında, işten çıkarılma, alacak davaları veya mobbing iddialarında arabuluculuk süreçleri yaygın olarak kullanılmaktadır.
Bu alanlarda arabuluculuk, mahkemeye gitmeden önce sorunları çözmek için ideal bir yöntem olarak öne çıkar.
Arabuluculuk Ücretleri ve Maliyetler
Arabuluculuk ücretleri, anlaşmanın kapsamına, arabulucunun deneyimine ve sürecin karmaşıklığına göre değişiklik gösterebilir. Genellikle arabuluculuk ücretleri, taraflar arasında paylaşılır. Ücretler, belirli bir saatlik ücrete ya da sürecin tamamlanmasına göre belirlenir.
Türkiye’de arabuluculuk, Adalet Bakanlığı’na bağlı Arabuluculuk Daire Başkanlığı tarafından denetlenir ve ücretler de bu çerçevede belirlenir. Ayrıca, belirli uyuşmazlıklar için zorunlu arabuluculuk uygulaması devreye girmiştir. Bu nedenle belirli davalarda arabulucuya başvurmak, dava şartı olarak öngörülmüştür.
Arabuluculuk ve Hukuki Boyutu
Arabuluculuk, hukuki bir süreçtir ve yasal çerçevede gerçekleşir. Türkiye’de arabuluculuk, 6325 sayılı Arabuluculuk Kanunu ile düzenlenmiştir. Bu kanun, arabuluculuk sürecinin nasıl işleyeceğini ve tarafların haklarını detaylı bir şekilde açıklar.
Ayrıca bazı davalarda, arabuluculuk dava şartı olarak kabul edilir. Örneğin, iş davaları ve ticari davalarda önce arabuluculuğa başvurulması gerekir. Eğer taraflar arabuluculuk sürecinde anlaşamazsa, dava açma yolu tekrar açık hale gelir. Bu noktada, arabuluculuk tutanakları dava dosyasına eklenir.
Sonuç
Arabuluculuk, hem hukuki süreci hızlandıran hem de maliyeti düşüren etkili bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Tarafların üzerinde kontrol sahibi olduğu bu süreç, hem ticari hem de kişisel uyuşmazlıklarda son yıllarda daha da popüler hale gelmiştir. Zaman ve maliyet tasarrufu sağlarken, ilişkilerin korunmasına da olanak tanır. Arabuluculuğun sunduğu avantajlar göz önüne alındığında, uyuşmazlıklarınızı çözmek için arabuluculuğu değerlendirmek akıllıca bir adım olabilir.
Bir sonraki adımınız, arabuluculuk hizmeti sunan profesyonellerle iletişime geçmek ve uyuşmazlıklarınızı hızlıca çözmek olabilir. Hem iş hayatında hem de kişisel hayatınızda arabuluculuğun sağladığı kolaylıklardan faydalanarak, daha az stresli bir çözüm süreci yaşayabilirsiniz.