Korona virüs sürecinde arabuluculuk :Sürelerin durduğu ve adalete erişimin sınırlı olduğu şu salgın döneminde Arabuluculuk, adalete erişim sağlamak isteyenler için avantajlı ve etkin bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır. Elbette ki sürecin sakin ve akılcı yönetimi önemlidir. Yıkıcı olmadan, yapıcı bir şekilde, ilişkilerin sürdürülebilirliğini ve karşılıklı menfaatleri önemseyerek yöntemleri belirlemek en doğrusu olacaktır
Uyuşmazlıkların çözümünde; tarafların menfaatinin ön planda olduğu, gizlilik sayesinde uyuşmazlıkların rahatça müzakere edilebildiği ve tarafların birbirlerini dinleme ve anlama fırsatı yakalayabildiği bir yöntem olan arabuluculuk alternatif uyuşmazlık çözüm yollarından biridir.
Korona Virüs (COVID-19) salgınından hemen hemen her sektörde ticari ilişkiler olumsuz yönde etkilenmiştir ve bu etki giderek artmaktadır. Ticaret bu süreçte durma noktasına gelmiştir. Ticari ilişkilerde sürdürülebilirlik önem arz ettiği için ilişkiler kopma noktasına gelmeden mutlaka müzakere edilmesi ve gerekirse tekrar yapılandırılması en iyi çözüm olacaktır.
Salgın döneminde kişiler ve şirketler ciddi mağduriyet yaşamaktadır. Ancak salgın döneminde en çok aşağıda belirttiğimiz uyuşmazlıkların arttığı gözlemlenmektedir.
- Kira sözleşmelerinden kaynaklı uyuşmazlıklar,
- Bankacılık ve finans işlemlerinden kaynaklı uyuşmazlıklar,
- Sigorta hukukundan kaynaklı uyuşmazlıklar,
- İşçi işveren uyuşmazlıkları,
- Sağlık hukukundan kaynaklı uyuşmazlıklar,
- Taşıma hukukundan kaynaklı uyuşmazlıklar,
- Kambiyo senedine bağlı uyuşmazlıklar,
Uyuşmazlıkların nedeni, taraflar arasındaki hukuki ilişkilerin, edimlerin, dengelerin mücbir sebep sayılabilecek Covid-19 salgını nedeni ile değişmiş olmasıdır. Salgın nedeniyle sekteye uğrayan ticari ilişkilerin sürdürülebilirliği uyuşmazlıkların hızlıca çözümüne ve yeniden yapılandırmalara bağlı iken, salgının yayılmasını azaltmak için alınan ekonomik ve yasal tedbirler ve 15 Haziran 2020 tarihine kadar duran süreler karşısında taraflar ne yapacaktır?
Arabuluculuk yoluyla müzakere ederek, salgından etkilenen sözleşmelerinizi yeniden yapılandırabilirsiniz, ödemelerinizi yapılandırabilirsiniz, iş yapış şekillerinizi gözden geçirebilirsiniz. Yeni dünya düzeninde olması gereken, duruma göre anlık refleksler geliştirmeye uygun olan, uyuşmazlığın hızlı ve ekonomik çözümüne katkı sağlayan alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin hayatımızda daha fazla yer almasıdır.
Arabuluculuk, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkta, daha basit bir ifade ile tarafların sulh yoluyla sonuca bağlayabilecekleri her türlü uyuşmazlıkta uygulama alanı bulmaktadır. Yeni çıkan uyuşmazlıkların yanı sıra davası devam eden taraflar da arabuluculuk yoluna başvurabilirler. Arabuluculuk menfaat temelli olduğu için tarafların hak ve menfaatlerini koruyan en etkin yöntemi seçmeleri yerinde olacaktır.
Korona Virüs (COVID-19) Salgınından Etkilenen Sözleşmelerinizi Arabuluculuk Yolu İle Yeniden Yapılandırabilirsiniz
Korona virüs (COVID-19) salgını kapsamında alınan önlemler ile birlikte taraflar arasındaki hukuki ilişkilerin bir kısmındaki edimlerin dengesinde değişiklik söz konusu olmuştur. Sözleşmeler akdedilirken öngörülemeyen fevkalade sebepler nedeniyle gerek iş dünyasında gerekse ticari ilişkilerde belirsizlik hakimdir. Özellikle bu kapsamda salgının yayılmasını azaltmak ve ekonomik sonuçları yönetebilmek adına önlemler alınmaya başlanmıştır. Bu süreçten; hukuki sözleşmeler de etkilenmektedir ve salgın kapsamında söz konusu olacak kayıpları hangi tarafın üstleneceği, sözleşmelerin akıbetinin ne olacağı ve bu kapsamda nasıl önlemler alınması gerektiği gibi sorular gün geçtikçe artmaktadır.
Bu süreci yaşarken; ‘’mücbir sebep’’ kavramı da tartışma konusu olmuştur ve sözleşmelerin bu noktadan değerlendirmeye tabi tutulması gerektiği konusunda görüşler oluşmaya başlamıştır. Belirtmek isteriz ki hem öğretide hem de Yargıtay’ın ilke haline gelmiş kararlarında; deprem, sel, doğal afet ve salgın hastalıklar mücbir sebep olarak sayılmıştır. Ancak yasal düzenlemelerimizde mücbir sebep konusunda açık bir düzenleme söz konusu değildir; bu nedenle “işlem temelinin çökmesi” teorisi kapsamında Yargı Kararları da göz önüne alınarak her somut olayın dikkatli şekilde değerlendirilmesi gereklidir.
1. Korona Virüsü (COVID-19) Sebebiyle Ticari İlişkileriniz Zedelenmesin !
Ticari uyuşmazlıklarda ortaya çıkabilecek her türlü sorunda ve ticari ilişkilerinizin içeriğine dair değiştirmek veya düzenlemek istediğiniz hususlarda arabuluculuk yolu ile hızlı, ekonomik ve en önemlisi ticari ilişkilerinizi koruyacak bir çözüm yolu edinebilirsiniz.
Unutulmamalıdır ki; tarafların tacir sıfatı taşımadığı ama Türk Ticaret Kanun’u kapsamında düzenlenmesi sebebiyle ticari sayılan uyuşmazlıklar arabuluculuk yolu ile çözüme kavuşturulabilir. Bu bağlamda salgın sürecinde; banka ve finans kurumları ile yaşanan uyuşmazlıklarla, rekabet yasağı, yayım sözleşmesinden ve rehin karşılığı ödünçten kaynaklanan uyuşmazlıklarınızı da arabuluculuk yolu ile çözüme kavuşturabilirsiniz.
2. Arabuluculuk Yolu İle Hangi Uyuşmazlıkları Çözüme Götürebilirsiniz ?
Ülkemizde arabuluculuk yolunun sadece İş Hukuku ve Ticaret Hukukundan kaynaklanan hukuki uyuşmazlıklarda kullanılacağı düşüncesi hatalıdır. Arabuluculuk yolu ile; kira uyuşmazlıkları, bankacılık ve finans işlemlerinden doğan uyuşmazlıklar, taşımacılık, paket tur sözleşmeleri ve sair tüketici uyuşmazlıkları, inşaat sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklar ve sigorta şirketleri ile ilgili uyuşmazlıklar da güçlü bir koruma ile çözülebilir.
3. Arabuluculuk Yoluna Başvurmak İçin Geç Kalmış Sayılmazsınız !
Unutmayın ki; açmış olduğunuz ve duruşmaları ertelendiği için sonuçlanması gecikecek davalarınız söz konusu ise; arabuluculuk yoluna başvurmak için geç kalmış sayılmazsınız. Zira; dava içi arabuluculuk yoluna başvurmanız mümkündür.
Yine bu süreçte; tahsil etmeniz gereken bir alacağınız söz konusu ise; icra işlemlerinin durdurulması sebebiyle; yasal düzenlemeler neticesinde mayıs ayının başına kadar işlemlerinizi yapmanız söz konusu olamayacağı için arabuluculuk yolu ile her iki taraf da kazançlı çıkabilir.
COVİD-19 DÖNEMİNDE DAVA ŞARTI ARABULUCULUK SÜRECİNİN YÜRÜTÜLMESİ
Tüm dünyada etkisi görülen ve Dünyayı Sağlık Örgütü tarafından da pandemi olarak ilan edilen Covid-19 salgınının ülkemizde de baş göstermesi nedeniyle salgının olası olumsuz ekonomik sonuçlarını ortadan kaldırmak veya en aza indirmek amacıyla bazı hukuki düzenlemeler yapılmıştır.
Bu kapsamda 25.03.2020 tarihli ve 7226 sayılı “Bazı Kanunlarda Değişik Yapılmasına Dair Kanun” yayımlanmıştır. Anılan Kanun’un Geçici 1. maddesinde Covid-19 salgını nedeniyle bazı sürelerin 30.04.2020 tarihine kadar durduğu düzenlenmiştir. 7226 sayılı Kanun’un Geçici 1. maddesi şu şekildedir; Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde görülmüş olması sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla ; a) Dava açma; icra takibi başlatma, başvuru, şikayet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dahil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Mahkemesi Kanunu ve 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hakim tarafından tayin edilen süreler ile arabulucu ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler 13/3/2020 ( bu tarih dahil) tarihinden,
b) (…..) itibaren 30/4/2020 (bu tarih dahil) tarihine kadar durur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır. Salgının devam etmesi hâlinde Cumhurbaşkanı durma süresini altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilir ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabilir.
Detaylı bilgi için bize ulaşın