Hukuk sistemimizde zorunlu arabuluculuk uygulaması, uyuşmazlıkların çözüm sürecinde önemli bir rol oynamaktadır. Arabuluculuğun dava şartı olduğu hallerde, arabuluculuk faaliyetlerine katılım ve bu süreçte doğan giderlerin hangi tarafça nasıl karşılanacağı hususu çeşitli yargı kararlarıyla belirginleşmektedir. Bu çalışmada, Yargıtay Dokuzuncu Hukuk Dairesi’nin 2021/5888 Esas ve 2021/9999 Karar sayılı kararı incelenerek, arabuluculuk giderlerinin taraflara paylaştırılmasında uygulanacak usul ele alınacaktır.
Kararın Özeti:
İstanbul 32. İş Mahkemesi’nin vermiş olduğu karar, arabuluculuk giderlerinin tamamının davalı üniversiteden tahsiline yönelikti. Ancak, Yargıtay kararında bu giderlerin tarafların haklılık oranına göre paylaştırılması gerektiği belirtilmiştir. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) gereği, arabuluculuk giderleri de yargılama giderleri arasında kabul edilmekte ve yargılama giderleri gibi haklılık oranına göre taraflara paylaştırılmaktadır.
Hukuki Değerlendirme:
- Arabuluculuk Giderlerinin Yargılama Gideri Olarak Kabulü: 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi, arabuluculuk giderlerinin yargılama gideri olduğunu açıkça düzenlemektedir. Arabuluculuk faaliyetinin sonucuna göre, tarafların sorumlu tutulacağı giderlerin paylaşımı, HMK’nın yargılama giderlerinden sorumluluğu düzenleyen 326. maddesi ile bağlantılıdır. Yargıtay, bu düzenlemeler doğrultusunda, kısmen kabul ve kısmen red kararlarıyla sonuçlanan davalarda arabuluculuk giderlerinin tarafların haklılık oranına göre paylaştırılması gerektiğini belirtmiştir.
- Tarafların Haklılık Oranına Göre Gider Paylaşımı: Yargıtay kararı, arabuluculuk sürecinin sonunda tarafların anlaşamamaları halinde, arabuluculuk giderlerinin iki tarafa haklılık oranına göre paylaştırılması gerektiğine işaret etmiştir. HMK’nın 326. maddesi, kısmen haklı çıkan tarafların yargılama giderlerinin de buna göre paylaştırılacağını düzenlemektedir. Bu, davalı tarafın tamamen sorumlu tutulması yerine, her iki tarafın da haklılık payına göre arabuluculuk giderlerini paylaşması gerektiği anlamına gelir.
- Harç Muafiyeti: Kararın bir diğer önemli noktası, davalı üniversitenin harçtan muafiyetidir. Yargıtay, 2547 sayılı Yasa ve 492 sayılı Harçlar Yasası uyarınca üniversitelerin harçtan muaf olduğunu belirtmiş ve Mahkeme’nin bu konuda hata yaptığını vurgulamıştır. Bu husus, özellikle kamu kurumları ve üniversitelerin taraf olduğu davalarda dikkate alınması gereken önemli bir detaydır.
Sonuç: Yargıtay’ın bu kararı, arabuluculuk sürecinde doğan giderlerin nasıl paylaştırılacağına dair önemli bir rehber sunmaktadır. Zorunlu arabuluculuk faaliyetlerinde, her iki tarafın da haklılık payına göre giderleri üstlenmesi gerektiği, bu sürecin taraflar açısından dengeli ve adil bir şekilde sonuçlanması adına büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, kamu kurumlarının harç muafiyeti gibi özel durumlar da dikkate alınmalı ve yargılama sürecinde bu tür ayrıntılar göz önünde bulundurulmalıdır.
KARARIN TAM METNİ
T.C.YARGITAY
DOKUZUNCU HUKUK DAİRESİ
Esas : 2021/5888
Karar : 2021/9999
Tarih : 08.06.2021
MAHKEMESİ : İstanbul 32. İş Mahkemesi
Davacı vekili, davacının 01.01.2014 tarihinden itibaren davalı bünyesindeki alt işverenler nezdinde kütüphane görevlisi olarak çalıştığını, 01.04.2018 tarihinde 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince kadroya geçtiğini, çalışma saatlerinin 20.30-08.30 aralığında olduğunu, bir gün çalışıp bir gün ara verildiğini, çalışmasının gündüze geçmeden devam ettiğini, çalışma sistemine göre her gün fazla mesai yaptığını, kararname gereğince geçici 23. Maddede toplu iş sözleşmesi hükümlerinin uygulanacağının düzenlendiği ve toplu iş sözleşmesi gereği fazla çalışmaların normal ücretin %60 zamlı hali olarak belirlendiğini, hafta tatiline ilişkin olarak toplu iş sözleşmesi hükümlerinde iki yevmiye ödeneceğinin yazılı olduğunu ve vardiyalı çalışmalarda hafta tatilinin 6. günü takip eden 7. gün olarak belirlendiğini, toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre gece çalışmasının 20.00-06.00 aralığında olduğunu, bu saatlerde çalışan işçilere ücretlerinin %10 zamlı ödeneceğinin düzenlendiğini belirterek fazla mesai, gece çalışma ve hafta tatili ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının 20.30-08.30 saat aralığında çalışarak otuz altı saat istirahat ettiğini, haftada kırk iki saat ve günde altı saat çalıştığını, bazen ise 08.30-17.30 aralığında haftada beş gün çalışarak günlük sekiz ve haftalık kırk saat çalıştığını, yasal sürelerin altında çalışma olduğunu, otuz altı saatlik dinlenme süreleri nedeniyle davacının hafta tatiline hak kazanmadığını, gece zammına ilişkin gerekli ödemelerin davacının banka hesabına yapıldığını, belirsiz alacak davası açmakta hukuki yarar olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere göre yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, kanun yararına bozulması için Adalet Bakanlığı temyiz etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalı üniversitenin harçtan muaf olup olmadığı ve zorunlu arabuluculuk giderinin nasıl hüküm altına alınacağı noktalarındadır.
Davalı Üniversite’nin 2547 sayılı Yasa’nın 56/b. maddesinin delaleti ile 492 sayılı Harçlar Yasa’sının 13/j maddesi uyarınca harçtan muaf olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece davalı üniversite aleyhine harca hükmedilmesi hatalıdır.
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 11,12,13 ve 14. fıkraları;
“(11) Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
(12) Tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaları halinde, arabuluculuk ücreti, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin İkinci Kısmına göre aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanır. Bu durumda ücret, Tarifenin Birinci Kısmında belirlenen iki saatlik ücret tutarından az olamaz.
(13) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hallerinde, iki saatlik ücret tutan Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları halinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.
(14) Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması halinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması halinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, taraflar zorunlu arabuluculuk kapsamında arabuluculuk faaliyetinde bulundukları, tarafların ilk toplantıya katıldıkları ve arabuluculuk faaliyetinin yirmi dakika sürdüğü ve sonunda anlaşamadıkları anlaşılmaktadır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda arabuluculuk ücretinin tamamının davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de;yukarıda belirtilen mevzuat uyarınca arabuluculuk giderinin yargılama gideri olduğu,6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun yargılama giderlerinden sorumluluk başlıklı 326. maddesinin 2. fıkrasına göre davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, Mahkemece yargılama giderlerinin tarafların haklılık oranına göre paylaştırması gerektiği, Mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verildiği dikkate alındığında belirtilen arabuluculuk giderinin tarafların haklılık oranına göre paylaştırılması gerekli iken yazılı şekilde tamamından davalının sorumlu tutulması hatalıdır.
Açıklanan nedenlerle, Adalet Bakanlığı’nın Kanun yararına bozma isteminin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Adalet Bakanlığı‘nın Kanun yararına temyiz talebinin kabulü ile Ankara 44. İş Mahkemesinin anılan kararının sonuca etkili olmamak üzere HMK’nın 363/1 maddesi uyarınca Kanun yararına BOZULMASINA, HMK’nın 363/3. maddesi gereğince gereği yapılmak üzere kararın bir örneğinin ve dosyanın Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE, 08.06.2021 tarihinde oybirliği İle karar verildi.